Monday, December 26, 2016

çokça sevilen bir yalan

diyorlar ki hasta olursun, üzülme bu kadar. bilmiyorlar oysa bana ithaf edilmemiş yazıları defalarca okuduğumu, her kelimeden aslında bende bir başkasının sevgisi, sureti, aklı, aşkı aranıyor gibi hissettiğimi, güzel günlerimizde bana söylenen güzel sözlerin asıl sahibimi olmadığımı, hiçbir zaman bana yazılmayan o şiirin o mektubun ancak veda anında yalnızca suçlamak için yazıldığını. bilmiyorlar mesela bunları böyle okuduktan sonra  ela gözlerimden nefret ettiğimi..

Sunday, December 25, 2016

karşıda gördüğün aslında senin yaran

her şeyin ne kadar da olması gerektiği gibi, kendi yolunda, kaderine uygun gerçekleştiğine inandırmıştım oysa kendimi. ama küçük bir adım gibi düşünülebilecek bir adım bile neden günlerdir asılan yüzüme bir anda bahar sevinci yerleştiriyor? insan insana asla güvenemiyor diye düşünüyordun oysa birkaç dakika önce, seni yarı yolda bırakmayacağına söz verenler aslında seninle hiçbir zaman bir yola çıkmamış, bunun bir güzel  ihtimal olabileceğine belki inanmış ama asla yolda yanında olmamış, yahut olurken başka yollara da bir göz atmış, hep kendine emin olacağı bir yer bellemek istemiş.. olabiliyor. tüm bunları düşünüyordun, evden çıkarken, arkadaşınla buluştuğunda, yürürken, yemek yerken, bu şehrin birlikte gezdiğiniz yerlerinden artık yalnız başına geçerken. ama sonra gerçek olmayan bir alemdeki esasında birkaç dijital komuttan oluşan bir fotoğrafını gördün. kalbin bu kadar çabuk parçalanmaya meyyal olmasın, al bu narin incecik camdan kalbi biraz kuvvetlendir, oturt karşına öğret, göster çektiği acıları, yaralarını ve tüm bunlara rağmen karşılaştığı taştan olması ithamını. kırıklıklarına bir şey demez belki ama sonuncusu artık bütün bir gerçekliği inkar etme çabası. evet tam da sana yöneltilen türden.

bitmeye yazgılı bir öyküden geriye kalanlar I

Yıllar sonra buraya gelmek biraz tuhaf hissettiriyor. Hayatımın belki de en karmaşık dönemini yaşıyorum. Bir kalbe kaç acı sığar? Kaç kez viran olduktan sonra bu yıkıntılardan sağlam bir şey inşaa edilir? Kaç yokuş sonra düzlüğe çıkılır? Aklımda milyon tane anı var, milyon tane gülüşün var milyon tane bakışın var, sevmesem ölürdüm gerçekten ama sevdim daha da öldüm. Seninle bir Ankara dönüşünde dinlediğimiz şarkıları dinliyorum şimdi. Aşk nedir söyle  çünkü gerçekten kayboldum. seninle yapamadığımız bir sürü şey var, pencereyi açıp bembeyaz karı seyredecektik mesela, araladık perdeyi oturduk mavi koltuğa, yağacak diyordu meteoroloji, ama olmadı,  kar yağmadı. sen bana yüzüğümü geri verdin, hayatıma yazdığım adını taşıyan yüzüğümü. ama bu masal yanlıştı. yılbaşında yağmayan kar gibi eksik ve zamansızdı. gerçekten ne ben leylaydım ne de sen mecnun. ya da belki de dediğin gibi sen herkes için bir mecnundun, bense çok yanlış bir Leyla.